PADİŞAHIN ACI MEYVESİ
Güzel adetleri olan bir padişah vardı. Bir gün
hizmetçilerinden birine meyve verdi. Hizmetçi sanki bundan önce bu kadar
lezzetli bir meyve yememiş gibi iştahlı bir şekilde yemeye başladı. Hizmetçi
meyveyi o kadar güzel yiyordu ki padişah da ona imrenerek o meyveden yemek
istedi. Hizmetçiye dedi ki: ‘’Ey sen hizmetçi! Sen bu meyveyi çok güzel
yiyorsun ben de özendim yarısını bana ver.’’ Hizmetçi meyveyi padişaha verdi.
Padişah bunu tattığında acı olduğunu gördü, kaşlarını çattı. Dedi ki: ‘’ Ey
hizmetçi! Kim böyle yapabilir? Senin bu acı meyveyi lezzetli yediğin gibi kim
yiyebilir? Hizmetçi dedi ki: ’’Ey padişahım! Senin elinden yüz binlerce hediye
aldım. Verdiğin bu acı meyveye gelince onu geri vermeyi doğru bulmadım. Senin
elinden her an bana yeni bir hazine ulaşırken bu acı meyve için nasıl olur da
elinden incinebilirim? Her zaman nimetlerinle beslendim. Dolayısıyla senin
elinden gelen bir nimet bana nasıl acı gelebilir?''
*Eğer O’nun yolunda
zahmetlere katlanırsan iyi bil ki bu büyük hazinedir. O’nun işine akıl sır
ermez. Bu düzen böyle kurulmuş böyle gider. Olgun erler yola koyulduklarında
gönülleri kana bulanmadan bir lokma ekmek nasıl yiyebilirler? Tuz ve ekmek
yemeye oturduklarında bile gönülleri kana bulanarak kuru bir ekmeği koparıp
yerler.*

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder