HELVA KİMİN HAKKI
Biri Yahudi, biri Hıristiyan ve biri de Müslüman olan üç
arkadaş birlikte yolculuğa çıkmışlar. Yolda kar ve tipi bastırınca üç yoldaş
bir hana sığınıp burada yolların açılmasını beklemişler. Handa, üç arkadaşa,
balla yapılmış çok lezzetli bir tabak helva ikram edilmiş. Her biri helvayı
kendisine ait sayarak sahiplenmiş. Sonunda aralarında, gece en güzel rüyayı
gören kişinin helvayı alması konusunda anlaşmışlar. Böylece sabah üçü de
gördüğü rüyayı anlatacak ve kimin rüyası beğenilirse helvayı o yiyecekmiş. Üç
arkadaş, sabah erkenden uyanmışlar. Yahudi rüyasını anlatmaya başlamış:
‘’Rüyamda yolda karşıma Hz. Musa (a.s) çıktı, onun peşine düştüm, Tur Dağı’na
kadar gittik. Tur Dağı’ndaki ışık öyle kuvvetliydi ki ışığın parıltısından bayılıp
gittim.’’ Böylece Yahudi sözlerini uzatıp durmuş. Doğrusu hiç de görmediği
şeyleri anlatmış. O, sözlerini bitirince bu kez Hıristiyan, rüyasını anlatmaya
başlamış: ‘’Rüyamda Hz. İsa’yı (a.s) gördüm. Onunla göğün dördüncü katına
çıktım. Gökyüzünde öyle şaşılacak gördüm ki dünyadakilerle kıyaslanması mümkün
değil!’’ Hıristiyan da sözlerini uzatıp asla görmediği şeyleri anlatmış. Artık
sıra Müslüman’a gelmiş, iki yol arkadaşı merakla anlatılacakları dinlemeye
koyulmuş. Müslüman anlatmaya başlamış: ‘’Dostlarım, Hz. Muhammed Mustafa
(s.a.v) rüyamda yanıma geldi ve bana dedi ki: ‘’Arkadaşlarından biri Hz. Musa
(a.s) ile Tur Dağı’na gitti, diğeri ise Hz. İsa (a.s) ile dördüncü kat semaya
çıktı. Bari sen de kalk da şu helvayı ye!’’ Arkadaşları, Müslüman’a hayretle
bakıp ‘’Yoksa helvayı yedin mi?’’ demişler. O da: ‘’Eh, Peygamber buyruğuna
uymamak olmazdı. Siz o rüyaları görürken ben de kalkıp helvayı yedim.’’ demiş.
Arkadaşları: ‘’Gerçek rüya senin gördüğün rüyaymış.’’ diyerek onun zekasını övmüşler.
*Sen de üstünlükten,
hırstan, hüner göstermekten vazgeç; iş hizmette ve güzel huydadır.*

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder